18 Nisan 2017 Salı

ATATÜRK İLKELERİ NELERDİR?

Hiç yorum yok



ATATÜRK İLKELERİ NELERDİR?
Türk inkılâbının fikir gücüne dayandığı temel ilkelere ATATÜRK İLKELERİ denir. Bu ilkeler; Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve İnkılâpçılık olup, 1935 yılında toplanan Cumhuriyet Halk partisi kurultayında kabul edilen 6 Atatürk ilkesi, 5 Şubat 1937 yılında 1924 Anayasası’nın ikinci maddesinde değişiklik yapılarak Türk Devleti’nin temel nitelikleri olarak kabul edilmiştir.
Türk milletinin mutluluğunu, huzurunu ve refahını sağlamak amacıyla ortaya çıkarılan Atatürk ilkeleri Kurtuluş Savaşı yıllarında doğmuş, gelişmiş ve sonraki dönemlerde oluşumunu tamamlamıştır. Karşılaşılan çeşitli problemlere çözümler arayarak bir fikir sistemi haline gelmiştir. Bu ilkeler Türkiye’yi çağdaş medeniyet seviyesine çıkarmayı amaçlamıştır.
ATATÜRK İLKELERİNİN AMACI NEDİR?
Atatürk ilkelerinin amacı; Türk milletinin, aklın ve bilimin öncülüğünde en medeni ve refah seviyesi yüksek bir millet olarak varlığının devam etmesini sağlamaktır. Bu ilkeler Türkiye’yi çağdaş medeniyet seviyesine çıkarmayı amaçlamıştır.
Atatürk “…yurdumuzu en mamur ve medeni bir seviyeye çıkaracağız; milletimizi en geniş refah ve kaynaklarına sahip kılacağız; milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.” diyerek kısaca ilkelerinin amaçlarını belirtmeye çalışmıştır.
ATATÜRK İLKELERİNİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Atatürk'ün inkılâplarını gerçekleştirirken uyguladığı yöntemler ve dayandığı esaslar bir sistem içerisinde meydana gelmiştir.
Atatürk ilkeleri ilk bakışta birbirinden farklı gibi görünse de, gerçekte bir bütünü oluşturan ilkelerdir. Çünkü her biri, birbirinin devamını ve sonucunu teşkil etmektedir.
Atatürk ilkelerin ortak yönleri kısaca şu şekilde özetlenebilir:
1. Atatürk ilkeleri kişilerin hak ve özgürlüklerini korumayı amaç edinmiştir.
2. Sorunları akıl ve bilimin kurallarına göre çözmeye çalışmıştır.
3. Demokratik kurallara uyma zorunluluğunu ön planda tutmuştur.
4. Başkalarına özenerek veya taklit ederek belirlenmemiş toplumun ihtiyaçlarını ortaya koyarak bu ihtiyaçlara cevap verebilmeye çalışmıştır.
5. Tüm sorunları bir bütün olarak değerlendirip birbirini tamamlayıcı çareler bulmayı hedeflemiştir.
6. Oluşturulan tüm ilkeler sadece bir ideal olarak ortaya koyulmakla kalmamış; siyasi, sosyal, hukuk ve ekonomik alanlarda hepsi uygulamaya konulmuş ve neticesinde başarılı sonuçlar elde edilmiştir.
ATATÜRK İLKELERİNİN DAYANDIĞI TEMEL ESASLAR NELERDİR?
Türk milletinin milli egemenliğe hâkim olma, sosyal, ekonomik, kültürel alanlarda modern bir toplum olma, çağı yakalama ihtiyacından doğan Atatürk ilkeleri önce kendini Milliyetçilik çerçevesi içerisinde göstermiş zamanla diğer ilkelerin oluşmasına temel teşkil etmiştir.
Atatürk ilke ve inkılâplarının dayandığı temel esaslar:
1. Vatan ve millet sevgisi,
2. Milli egemenlik,
3. Bağımsız ve özgür düşünce,
4. Ülke bütünlüğü ve bölünmezliği,
5. Türk toplumuna inanma ve güvenme,
başlıkları altında kısaca özetlenebilir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy