18 Nisan 2017 Salı

KUYUCU MURAT PAŞA KİMDİR?

Hiç yorum yok


KUYUCU MURAT PAŞA KİMDİR?
Kuyucu Murat Paşa devşirme olarak girdiği Enderun'da yetişip Osmanlı Sadrazamlığına kadar yükselen önemli bir Osmanlı Devlet adamıdır.
1576 tarihinde Mahmut Paşa ile Mısır Mirvila'da bulundu dönemde Yemen Beylerbeyi olarak görevlendirilmiştir. Yemen'de cami ve su tesisleri yaptıran Kuyucu Murat Paşa, büyük bir servet elde ettiği düşünülerek İstanbul'a çağırılmıştır. Dönemim Padişahının emri ile Yedikule zindanlarına hapsedilen Kuyucu Murat Paşa cezasına müteakip Trablusgarp'a tayin edilmiştir. Bundan sonraki dönemlerde daha tertipli ve düzenli çalışan Kuyucu Murat Paşa 1585 yılında Tebriz seferine katılmıştır. Tebriz seferinde esir düşen Kuyucu Murat Paşa İran'da Kahkaha Kalesi'ne hapsedilmiştir.
1590 yılında esirlikten kurtulmayı başarabilen Kuyucu Murat Paşa önce Kıbrıs Beylerbeyliğine dört yıl sonra Sam Beylerbeyliğine tayin edilmiştir. 1595 yılında ise Diyarbakır Beylerbeyliğine getirilmiş ve Haçova Meydan Savaşı'na katılmıştır.
Zaman geçtikçe giderek yükselen Kuyucu Murat Paşa 1603 yılında Rumeli Beylerbeyi ve Budin muhafızı olarak görevlendirilmiş ve 1605 yılında ise dördüncü vezir olarak Osmanlı Divanında  görev almaya başlamıştır.
1606 yılında Macaristan serdarı olarak atanan Kuyucu Murat Paşa Zitvatorluk antlaşmasının yapılmasında büyük rol oynamıştır. 1606 yılında çıkan Celali İsyanları neticesinde bu isyanları bastırabilecek bir güç olarak görünen Kuyucu Murat Paşa Sadrazam olarak görevlendirilmiştir. Verilen bu görevi de başarı ile sonuçlandıran Kuyucu Murat Paşa, isyanları bastırabilmek için öldürdüğü insanları kazdırdığı kuyulara gömdürdüğü için kendisine Kuyucu lakabı takılmıştır.
Osmanlı Devleti ile İran arasında meydana gelen anlaşmazlıklar nedeni ile İran'a karşı sefere çıkarılan Kuyucu Murat Paşa, Acıçay bölgesinde İran ordusuyla karşı karşıya gelmiştir. İklim koşullarının olumsuz seyrettiği dönemde savaş yapılamamış ve ordular zaman kazanmak ve kışı geçirmek için geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kuyucu Murat Paşa'nın emriyle Osmanlı Ordusu Diyarbakır'a çekilmiştir. Savaş hazırlıklarını sürdüren Kuyucu Murat Paşa, 1611 yılında Diyarbakır'da vefat etmiştir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy