26 Nisan 2017 Çarşamba

Elma Sirkesinin Faydaları

Hiç yorum yok




Elma sirkesinin faydaları saymakla bitmez. Elma sirkesinin 8 ayrı yararını bu yazıda anlatmak ve bilgilendirmek istedik.
1)Hıçkırığı geçirir: Hıçkırık tutması durumunda bir çay kaşığı elma sirkesi için, ekşi tadı ile hıçkırığın geçmesine yardımcı olur.
2)Karın ağrısına yardımcı olur: Bakterilere bağlı bazı ishallerde elma sirkesi antibiyotik etkisi sağlayarak ishalin düzelmesinde yardımcı olabilir. Bunun yanı sıra, elma sirkesinin bağırsak spazmlarının giderilmesinde yardımcı olduğu da bilinmektedir. Bu etkiyi “pektin” içermesi sayesinde sağlamaktadır.
3)Burun tıkanıklığında yardımcıdır: Soğuk algınlığı, grip ve sinüzit gibi hastalıklarda burun tıkanıklığının tedavisinde 1 bardak suya bir çay kaşığı elma sirkesi koyarak için burnunuzun açıldığını ve nefesinizin rahatladığını göreceksiniz
4)Boğaz ağrısı için: Boğaz ağrısı, özellikle üst solunum yolu iltihaplanmalarının belirti ve bulgularından birisidir. Bu durumda ¼ bardak ılık su ve ¼ bardak elma sirkesini karıştırıp sık sık gargara yaparsanız şikayetlerinizin hafiflediğini hatta geçtiğini göreceksiniz.
5)Hazımsızlığı önler: Hazımsızlık ve karın şişliğinde, bir bardak ılık su, 1 çay kaşığı elma sirkesi ve 1 çay kaşığı balı karıştırıp yemeklerden 30 dakika önce içmeniz önerilir
6)Dişleri beyazlatır:  Sabah elma sirkesi ile yapacağınız gargara, dişlerinizdeki lekeleri temizler ve beyazlatır, ağız, diş ve diş etlerindeki bakterileri temizler. Gargaradan sonra dişlerinizi fırçalayın
7)Halsizliği giderir: Egzersiz ve sporda kaslarda laktik asit birikerek kas ağrılarına neden olur. Elma sirkesi, kaslarda oluşan yorgunluk hislerini azaltacak enzimleri içerir. Bir bardak su içerisine 1 veya 2 çorba kaşığı elmas sirkesi karıştırarak için
8)Bacak kramplarını azaltır: Gece bacak kramplarınız oluyor ise 1 bardak suya 2 yemek kaşığı elma sirkesi ve biraz bal ilave ederek için. 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy