26 Nisan 2017 Çarşamba

Çocuklarda Diş Gıcırdatma

Hiç yorum yok



Çocuklarda, uyurken diş gıcırdatması (Bruksizm) sık görülen bir durumdur.  Anksiyete, stres, hayal kırıklıkları çocuklarda diş gıcırdatmayı tetikleyebilir. Çocuklarda dış gıcırdatma vakalarının çoğu zararsızdır ve zamanla kendiliğinden geçer. Çocuklarda görülenbruksizmi (Diş gıcırdatma) daha detaylı inceleyelim.
  • Çocukların %15 kadarında diş gıcırdatma görülür.
  • 5 yaşın altındaki çocuklarda, büyüklere oranla daha sık görülür.
  • Çocuklarda uykunun derinleştiği dönemde diş gıcırdatma görülür.
  • Diş gıcırdatma, maloklüzyon olan çocuklarda daha sıklıkla görülür.

Diş Gıcırdatma Nedenleri

  • Küçük çocuklardaki diş gıcırdatmanın bir nedeni olmayabilir.
  • Çocukların gün boyunca yaşadığı olaylardan dolayı öfke ve üzüntülerinin yansıması olarak diş gıcırdatma görülebilir.
  • Gastro Özefageal Reflü hastalığı
  • Diş çıkarma
  • Hiperaktivite olan çocuklarda diş gıcırdatma görülme ihtimali daha fazladır.

 Yan Etkileri

  • Pek çok çocukta herhangi bir olumsuz etki yaratmaz
  • Diş minesinde erozyona neden olabilir.
  • Kronik diş gıcırdatma sorunu olan çocuklarda TME (temporomandibular eklem) hastalığı gelişebilir.

 Teşhis

    • Genellikle ebeveynler diş gıcırdatmasını duyarak bir doktora başvururlar
    • Diş gıcırdatma sorunu olan çocuklar, uyandıklarından çene, boğaz ağrısı gibi şikayetleri olabilir
    • Ayrıca dış gıcırdatan çocuklarda gün içinde kalem üst kısımlarını da dişlemek, tırnak yemek gibi belirtiler de görülebilir.
    • Dış gıcırdatan çocuklarda uyanıkken yanağının iç kısmını da ısırma görülebilir.

Tedavi

  • Çocuklarda diş gıcırdatma zaman içinde geçer tedavi gerektirmez
  • Daha ciddi durumlarda dişlik takmak gerekebilir. Gece yatarken takılan ve diş şekline ve ağız yapısına uygun dişlik kullanılır. Çocuklarda uyum sorunu yaşanabilir.
  • Diş gıcırdatma nedenine yönelik tedaviler uygulanır.
  • Diş gıcırdatma sorunu olan bir çocuk, çocuk hastalıkları uzmanı ve diş hekimine giderek değerlendirilmesi önerilir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy