18 Nisan 2017 Salı

Dört Halife Dönemi islamıyet

Hiç yorum yok


HZ. EBUBEKİR DÖNEMİ (632-634)
Hz. Ebubekir 632-634 yılları arasında İslam tarihinin şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Bu dönemde ortaya çıkan bir çok yalancı peygamberler ile mücadele edilmiş, Zekat vermek istemeyenlerle savaşılmıştır. (Yemen ve Umman Savaşı).
Allah'ın emirlerinin kaybolmasını önlemek ve gelecek kuşaklara orijinal haliyle ulaşmasını sağlamak maksadı ile Kuran kitap haline getirilmiştir.
Irak Seferi ile Sasaniler yenilmiş. Hire bölgesi alınmış, 634 yılında Yermük savaşı ile Bizans yenilgiye uğratılmıştır. Arap yarımadası dışında ilk kez fetihler yapılmıştır.
Hz. Ebubekir döneminde kültür ve medeniyet alanında; Halife ve memurlara maaş bağlanmıştır.


HZ. ÖMER DÖNEMİ (634-644)
Hz. Ömer 634-644 yılları arasında halifelik yapmıştır. Bu dönemde Ecnadeyn Savaşı ile Bizans 635 yılında yenilgiye uğratılmıştır. Suriye ele geçirilmiş daha sonra 637 yılında da Antakya, Kudüs ve Filistin alınmıştır.
636 yılında Kadisiye, 637 yılında Celula, 642 yılında Nihavent Savaşı ile Sasaniler yıkılmış ve İran ele geçirilmiştir. Ülke sınırları Horasan'a kadar ulaşmıştır. Böylece Türkler ile komşuluk başlamıştır.
642 yılında İskenderiye alınmış daha sonra da Bingazi ve Trablusgarp ele geçirilmiştir.
Hz. Ömer döneminde kültür ve medeniyet alanında; İlk Divan teşkilatı Divan-ı Cund (Ordu Divanı) kurulmuştur. Ülke vilayetlere ayrılmıştır ve valiler tayin edilmiştir. Bu vilayetlere kadılar gönderilmiş, nüfus sayımları yapılmıştır. İlk düzenli ordu kurulmuş, Beytülmal (Devlet hazinesi) oluşturulmuştur. Hicri takvim kullanılmaya başlanmış, İkta sistemi oluşturulmuş, Ordugah şehirleri kurulmuş, pazarda fiyat ve kalite kontrol görevi yapan muhtesipler atanmıştır.


HZ. OSMAN DÖNEMİ (644-656)
Hz. Osman 644-656 yılları arasında halifelik yapmıştır. Bu dönemde Azerbaycan'a doğru ilerlemeler sürmüştür. Horasan alinmiş Akhunlar yenilgiye uğratılmıştır. Tunus fethedilerek Berberiler İslamiyet'i kabul etmiştir. Hazar Türkleri İslam ordusunu durdurmuştur. İlk sefer Kıbrıs üzere yapılmış ve vergiye bağlanılmıştır.
Hz. Osman Emevi soyundan olanları önemli görevlere getirdiği için ülkede karışıklıklar çıkmıştır. Bu durum neticesinde İslam tarihinde ilk fikir ayrılıkları ortaya çıkmıştır. Irak ve Mısır'da karışıklıklar baş göstermiştir.
Hz. Osman döneminde kültür ve medeniyet alanında Kuran-ı Kerim çoğaltılarak önemli merkezlere dağıtılmıştır. Suriye sahillerinde ilk İslam ordusu kurulmuştur.

HZ. ALİ DÖNEMİ (656-661)
Hz. Ali 656-661 yılları arasında halifelik yapmıştır. Bu dönemde 656 yılında Cemel (deve) olayı meydana gelmiştir. Hz. Ayşe, Hz. Talha ve Hz. Zübeyir gibi önde gelen sahabelerin Hz. Ali'nin halifeliğini tanımamaları üzerine başlayan bu mücadeleyi Hz. Ali kazanmıştır. İki ordu arasındaki savaş Hz. Hatice'nin devesinin etrafında yapıldığı için bu olaya Cemel olayı adı verilmiştir. Bu vaka İslam tarihinde Müslümanlar arasındaki ilk savaştır. Bu olaydan sonra Hz. Ali devletin merkezini Küfe'ye taşımıştır.
657 yılında Hz. Osman'ın öldürülmesinde Hz. Ali'yi sorumlu tutan Muaviye ile Hz. Ali arasında Sıffın savaşı meydana gelmiştir. Muaviye'nin Hz. Ali'nin halifeliğini tanımaması üzerine başlayan Sıffın savaşı sonunda iki tarafta sorunu çözmek için birer hakem belirlemişlerdir. Hakemlerin aldıkları kararlara iki tarafında uygulayacağına dair söz verilmesine rağmen işler daha da karmaşık bir hal almıştır.
Hz. Ali'nin ordusundaki bazı gruplar Hz. Ali'nin politikasını beğenmeyince ordudan ayrılarak Hariciler adı verilen grubu oluşturmuşlardır. Hz. Ali tarafındaki Şiiler, Muaviye tarafındaki Emeviler, ayrılığı savunan Hariciler arasında meydana gelen Hakem olayısonucunda İslam tarihinde iç karışıklıklar meydana gelmeye başlamıştır. 659 yılında Nehrevan savaşı ile Hz. Ali ilk ayrılıkçı akım olan Haricileri yenmiştir. Hz. Ali Haricilerin düzenledikleri suikast sonucunda şehit olmuştur.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy