17 Nisan 2017 Pazartesi

Büyü bozan tütsüler

Hiç yorum yok



Büyü bozan tütsüler.

Büyü bozmak için tütsülerden de yararlanılır ,kimi tütsüler başlı başına büyüyü tek başına bozmaya yetecek kadar güçlüdür.Tabii bu büyüler çok kuvvetli büyüler değilse tütsü bir başına etkisini gösterir.Çok kuvvetli büyülerde ise tütsü yardımcı rol oynar. Tütsü yakılmadan önce büyü yapılan yeri iyicene süpürmek ve suyla silip temizlemek gerekir.Suya bir miktar sirke katılması daha iyi netice verir. Tütsüler gece vakti asla yapılmamalıdır bu vakitlerde yapılan tütsüler büyü bozmak yerine aksi etki yapar tütsü yapılan yere geri varlıklar ve cinlerin gelmesine sebep olur. Tütsünün yapılacağı saatler güneşin doğması ile batması arasında olan saatlerdir. Akrep tütsüsü Bir akrep bulunup öldürülür.Akrep bir kutuya konur saklanır.Akrepten bir parça koparılıp yakılarak bununla ev ve büyülü kişi tütsülenir.Akrebin yedi parçaya bölünerek yedi gün tütsü yapılması tafsiye olunur.Akrep tütsüsü çok faydalı ve büyü bozmada yardımcı bir tütsü cinsidir.Ayrıca nazara karşı da evi ve ev halkını korur. Tuz tütsüsü. Bir tutam tuz alınır büyülü kişinin veya nazara uğramış kişinin başının üzerinde üç defa dolaştırılıp ateşe atılır.Sonra büyülü kişi ve ev bununla tütsülenir.Çokca kullanılan bilinen bir tütsü türüdür. Dükkan süprüntüsü tütsüsü. Yedi dükkan dolaşılıp bunlar temizlenirken süpürülen sürprüntülerden birer tutam alınır. Bu süprüntüler ateşe atılarak etraf tütsülenir.Bu tütsü büyü bozma ve nazara karşı koruması yanında aynı zamanda bolluk,bereket,iş güç açılmasına yarayan bir tütsü türüdür. Zeytin çekirdeği tütsüsü. Bu tütsü türüde çok etkilidir zeytn çekirdekleri yakılır bununla ev ve büyülü kişi veya nazara uğramış kişi tütsülenir faydası çok çabuk kendini gösterir.Büyülü kimsenin giysilerini ve eşyalarını da tütsülemek gerekir. Diğer tütsü türleri Tütsü neredeyse akla gelebilecek çok şeyle yapılır.Mesela leylek pisliği,akrep ölüsü,dükkan süprüntüsü,şap bu örneklerin yüzlercesi binlercesi sıralanabilir biz burada en bilinmiş tecrübe edilip faydası görülmüşleri açıkladık. 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy