18 Nisan 2017 Salı

Atatürk'ün Hayatı

Hiç yorum yok



Atatürk'ün Hayatı
(1881 - 1933)  
Ali Rıza ile eşi Zübeyde Hanım’ın oğlu Mustafa, Selanik'te doğdu. Selanik’te Askeri Rüştiye" de öğrenci iken matematik öğretmeni Mustafa, küçük Mustafa’da gördüğü üstün zekayı değerlendirmek istemiş ve Ona, olgun ve eksiksiz anlamına gelen Kemal adını bağışlamıştır. Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadi’sini bitirdikten sonra İstanbul’da Mekteb-i Harbiye'ye (Harp Okulu’na) yazıldı. 11 Ocak 1905'te Kurmay Subay olarak Şam’da bulunan beşinci
ordu’da görevlendirildi.Mustafa Kemal 1906’da Vatan ve Hürriyet Derneği’ni kurdu; Hareket Ordusu'nun Kurmay Başkanı olarak Otuz bir Mart (13 Nisan 1909) kaypaklığının bastırılmasında rol oynadı, Trablus’ta İtalyanlarla çarpıştı. Balkan Savaşı yenilgisinden sonra Sofya'ya Ataşemiliter atandı. Birinci Dünya Savaşında Çanakkale'de büyük başarılar gösterdi. Mondoros Mütarekenamesi’nin imzalandığı sırada Yıldırım Orduları Komutanı idi. İtilaf Devletleri’nin Türkiye'yi parçalama çabaları karşısında İstanbul Hükümeti’nin gösterdiği beceriksizlik, korkaklık nedeniyle, komutanlığı başkasına devredip İstanbul'a geldi. Şişli’deki evinde güvendiği arkadaşlarına Türkiye’nin kurtuluşu konusu üzerinde düşüncelerini açıkladı. İtilaf Devletleri, Pontus (Trabzon çevresi) bölgesindeki güvensizliğin giderilmesi için yaptıkları baskı sonucu İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal’i isteksiz olarak III. Ordu Müfettişliği’ne atandı. M. Kemal, uyarma, kurtuluş ve devrimler dizisi halindeki düşüncelerini kutsal bir sır gibi saklayıp yeni görevine başlamak üzere 19 Mayıs 1919’da Samsun'a çıktı. Önce Erzurum’da (23 Temmuz - 6 Ağustos 1919), daha sonra Sivas'ta (4-11 Eylül 1919) tarihlerindeki Kurultaylarda direniş kurtuluş ve bağımsızlık kararları verildi. 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen M. Kemal oradan milletvekilleri seçimini izledi. Mütareke sırasında dağıtılan İstanbul Mebuslar Meclisinden sonra toplanan Millet Meclisinin Sivas Kurultayı kararlarına paralel olarak yayınladığı Misak-ı Milli (Ulusal And) büyük yankı yarattı. İstanbul, düşmanlarca işgal olundu; Parlamento işlemez hale geldi. Mustafa Kemal, bu durumdan faydalanıp İllerden seçilen temsilcileri Ankara’da toplandı. (23 Nisan 1920). Millet Temsilcileri kendisini BMM. Başkanlığı'na seçtiler. 24 Nisan 1920 de hükümet kuruldu: (Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti). O tarihten sonra düşmanlarla çetin bir savaş başladı. Güney, Batı, Doğu cephelerinde kanlı savaşlar yaptık. Düşman orduları ile onlara yardım edenler, İstanbul hükümetince ya da imansız kişilerce kandırılmış olanlar yenildiler. 11 Ekim 1922’de Mudanya Mütarekenamesi ve 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması imzalandı. Barış sağlanınca Mustafa Kemal kafasında gizlediği ulusal sırları birer devrim halinde gerçekleştirdi: Saltanat (Monarşik Rejim) kaldırıldı; Cumhuriyet kuruldu. Halifelik kaldırıldı; medreseler kapatıldı. Çiftçilerimiz aşar vergisi yükünden kurtarıldı. Kılık devrimi yapıldı, Yeni bir Türk alfabesi kabul olundu. Türk Dil ve Türk Tarih Kurultayları yapıldı. Türk Kültürünün bu iki temel öğesi gereği gibi işlendi.
1934’ten buyana Atatürk soyadını almış bulunan büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938’de ebedi uykusuna daldı.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy