26 Nisan 2017 Çarşamba

Soğuk Algınlığı İçin Tedaviler

Hiç yorum yok





Soğuk algınlığı, grip sonbahar ve kış aylarının korkulan sorunudur. Hemen hemen herkes yılda bir kez bu mevsimlerde soğuk algınlığı ve grip ile mücadele etmek zorunda kalır. Soğuk algınlığı ve grip için doğal olarak hazırlayıp kullanabileceğiniz birkaç öneriden bahsetmek istedim.
  1. Sarımsaklı su ile gargara: 6 adet sarımsağı ezerek sıcak su ile karıştırın ve üç gün boyunca, günde 2 kez hazırladığınız bu karışım ile gargara yapın. Sarımsağın antimikrobiyal özelliği mikroplar ile mücadeleyi artırırken ılık-sıcak su da bağazda rahatlama sağlamaktadır.
  2. Ateş düşürücü ıhlamur: Grip, soğuk algınlığı gibi enfeksiyon hastalıklarında ateş yüksekliği sık görülmektedir. Ateş yüksekliği için ıhlamur  çayı doğal bir çözüm olarak kullanılabilir. Ihlamur çayı, beyindeki hipotalamusu uyararak vücut ısısının kontrolünü sağlarken, aynı zamanda kan damarlarını genişleterek terlemeyi uyarır ve ateş düşürücü etki sağlar. Ihlamur çayını, günde 3-4 kez içmeniz önerilmektedir. Yüksek ateş özellikle çocuklar için ciddi sağlık sorunları doğurabileceği için ateşin 39°C üzerine çıkmamasına dikkat edin ve ateş düşürücüler ve soğuk uygulamaya rağmen düşmeyen ateş durumunda hastaneye başvurun.
  3. Öksürük için Çikolata: Soğuk algınlığı, grip, nezle, solunum yolu hastalıklarının bir belirtisi olan öksürük için bitter çikolata yiyebilirsiniz. Çikolatada bulunan “teobramin” isimli madde öksürük de faydalı olmaktadır. Ayrıca öksürük için, “bal” da etkili bir tedavi yöntemidir. Yatmadan önce bir iki çay kaşığı bal öksürüğünüzü bastırabilir.
Eğer sizin de soğuk algınlığı, grip ve diğer sağlık sorunları için doğal önerileriniz var ise lütfen yorumlarınızı ve reçetelerinizi bizimle aşağıdaki yorumlar bölümünden bizimle paylaşın.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy