17 Nisan 2017 Pazartesi

Nazar hakkında bilgiler, nazar hakkında bilmediklerimiz

Hiç yorum yok



Nazar hakkında bilgiler, nazar hakkında bilmediklerimiz.

Nazar insanlardaki beyin gücünün odaklanmasıyla oluşan bir enerji yoğunlaşmasıdır.Bu enerji bazen çok yakın mesafeleri etkileyebilirken bazende kilometrelerce öteleri bile hedefine alıp zarar verebilir.Nazar eşyaları kırıp dökebilirken bazen koca bir arabayı,bir kamyonu kazaya uğratıp hurdaya çevirebilecek,koca bir gemiyi batırabilecek güçte bir enerjidir.İnsanlar arasında kem gözlü lakabıyla anılanları hepimiz duymuşuzdur.Kem gözlünün yeni alınan bir arabaya dikkatli,dikkatli bakmasından bir kaç saat sonra araba kaza yapmış ve o gıcır,gıcır araba hurda yığınına dönmüştür.Yeni aldığınız ayakkabılarınıza kem gözlü 'çok da yakışmış ayağında eskisin dediğinin ertesi günü ayakkabınızın topuğu çıkabilir böyle çokca örnek hemen hemen hepimizin başından geçmiştir.

Nazar kişinin kendini nazar konusunda eğitmesiyle korkunç bir silaha dönüşebilir ve bu silah için ruhsat almaya lüzum olmadığı gibi nazar adlı bu silahla işlenen hiç bir suçun cezası da yoktur.Nazar hakkında bilgiler verdikten sonra yoğun ilgi geldiği takdirde fal saatinde nazar eğitimi hakkında da bilgi verilecektir.

Nazardan nasıl korunulur?

Suya İnşirah suresini okuyarak bu suyu içmek nazara karşı faydalıdır.Ayrıca bol besmele çekmekte nazardan korur.Hepimizin bildiği nazar boncuklarıda korunma sağlar boncuk mavisi dediğimiz mavi renginde nazarın kötü manyetik etkilerini yok edici özelliği vardır.Üzerinde nazarboncuğu taşımak iyi bir tedbirdir fakat nazarı kuvvetli olanların nazarboncuklarını çatlattıklarını duymuşuzdur,işte nazar boncuğu gelen kötü enerjiyi üzerinde olduğu kişinin vücuduna yayılmadan kendine hapsetmiş fakat nazarı kuvvetli kişinin enerjisi yüksek olduğundan yayılan enerji nazar boncuğuna sığmayarak içeride birikip sıkışmış ve adeta bir patlamayla boncuğun infilak ederek çatlayıp kırılmasına sebep olmuştur.
Nazardan korunmanın bir yoluda sıkça denize girmek yahut sandal veya gemiyle gezmektir.Akarsu üzerlerine veya denize kurulan köprülerden geçmek,akarsu kenarlarında boydan boya gezinmekte faydalıdır.
Nazardan korunmanın bir diğer yoluda kurşun döktürmektir.Bu kurşun dökme işini tecrübeli ,işinin ehli birinin yapmasında fayda vardır.
Kurşun döktürmek nazara iyi geldiği gibi hafif büyüleride bozmaya yarar.Kurşun demir bir tavada ısıtılarak eritilir,nazara uğramış kişi yere uzanır,kişinin üzeri bir kumaşla örtülür.Kurşun dökecek kişi bir eline içine bir parça ekmek konulmuş su dolu bir kase ile nazara uğrayanın başı hizasına gelir.Erittiği kurşunu kasenin içindeki suya döker.Daha sonra aynı işlemi nazara uğramış kişinin gövdesi üzerinde su dolu kaba kurşun dökerek ve en son nazara uğramış kişinin ayak ucunda da işlemi tekrarlayarak kurşun dökme eyleminini bitirir.En sonunda kurşunu tekrar eriterek kapının eşiğinden dışarı döker böylece nazarın kötü enerjisini emen kurşun ve suyun kötü enerjiyi kişiden alarak evin dışına attığına inanılır.
Kurşun döken usta bir kişi ise eritilen kurşunun su içerisinde meydana geldiği şekillere bakarak nazar ve varsa büyü hakkında yorumlarda bulunur.Çok ustalar bu şekillere bakarak büyünün cinsini ve nerede olduğunu bilebilir.Nazara uğramış kişideki kötü enerjiler kurşun tarafından emilirken az da olsa bir miktarıda kurşun dökene geçip onda ağırlık uyuşukluk meydana getirir.Bunun için bu işi acemilerin yapması tafsiye edilmez.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy