17 Nisan 2017 Pazartesi

İsrail'de gizemli taş yapı

Hiç yorum yok





İsrail'de Galilee Gölü'nün altında gizemli taş yapı bulundu. 60 bin ton ağırlığında olduğu tahmin edilen döküntü halindeki taş blokların ne amaçla yapıldığı bilinmiyor. Arkeologlar, höyük olabileceğini düşünüyor.
Suyun altında gizemli yapı

İsrail’deki Galilee Gölü’nde gizemli bir taş yapı bulundu. Arkeologlar, taş yapının ne zaman yapıldığını ve ne işe yaradığını araştırmaya başladı. Bulunan gizemli yapı, konik şeklinde, “yontulmamış bazalt kaldırım taşları ve bloklardan” oluşuyor. Arkeologlar, yapının ağırlığını 60 bin ton olarak tahmin etti.

10 metre derinlikten yükselen yapının çapı 70 metre. Dev bir höyük görüntüsü veren yapı 1 metrelik bazalt bloklardan oluşuyor. Bloklarda kesme veya yontma izi bulunmuyor. Döküntü halindeki taş bloklar belirli bir yapı planına ilişkin izler de taşımıyor.

Arkeologlar, yapının kesinlikle insanlar tarafından yapıldığını belirtirken, gölün suyla dolmasının ardından su altında kaldığını aktarıyorlar. Yapının şekli ve bileşimini doğal bir yapı olmadığını gösteriyor ve bu nedenle höyük olarak adlandırılıyor.

SUYUN ALTINDA GİZEMLİ YAPI
Ben Gurion Üniversitesi’nden Yitzhak Paz, yapının 4 bin yıldan eski olduğunu düşünüyor.

Galilee Gölü'nün çevresinde başka megalik, bir anıt veya yapı oluşturmak için kullanılan büyük taşların olduğu yerler bulunduğuna dikkat çekerek, yapının da benzer özelliğe sahip olduğu belirtiliyor.

Gölün çevresinde, 19 kilometre uzaklıktaki, kuzey batıda Khirbe Betehia isimli yerde 4 bin yıldan eski olduğu tahmin edilen yapılar var.

Araştırma ekibi, gölün altındaki yapının oluşturulması için karmaşık ve gelişmiş inşaat tekniğine ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Ekonomik gücü olan, iyi organize olmuş bir toplumun ancak böyle yapılar oluşturacağını aktarıyorlar.

Sualtı arkeologları yakında yapının amacını ve özelliklerini ortaya çıkarmak için kapsamlı çalışmalar başlatacak.

GALILEE GÖLÜ
Galilee Gölü, Taberiye Gölü, Celile Denizi, Celile Gölü ya da Kinneret Gölü (İbranice) İsrail'de bulunan bir göldür. Lübnan'dan gelen Litani Nehri tarafından beslenmektedir. İsrail'in su ihtiyacı büyük oranda bu gölden karşılanmaktadır. Yaklaşık 53 km kıyıya sahip ve karşılıklı uzak noktalarından 21 km/13 km genişlikteki İsrail'in en büyük tatlı su gölü. Gölün toplam yüzölçümü 166 km²'dir ve en derin yeri aşağı yukarı 43 m.'dir [1] Haritalarda deniz seviyesinden 209 metre aşağıda gösterilen gölün yüzeyi, Lut Gölünden sonra dünyanın en alçak 2. noktası ve aynı zamanda dünya üzerinde en derinde bulunan tatlı su gölüdür.

KELİME KÖKENİ
Taberiye ismi, orijinal olarak Arapça'da Ses bağlantısına git Buhayret Taberiyye olarak geçer. Anlamı, Tiberya Gölü'dür. Gölün bu ismi, hemen kıyısındaki Tiberya şehrinden ötürüdür.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy