17 Nisan 2017 Pazartesi

Balık burcu

Hiç yorum yok



Balık burcu: 19 şubat 20 Mart

Balık burcundaki insanlar balık gibi hareketli ve su gibi değişkendirler.Bu burçta olan kişilerin tam bir kalıba oturtulması hiç de gerçekçi olmaz. Kısa bir tarif balık burcu insanını anlatmak için kafi gelmeyecektir.Burada okuduklarınıza doğrusu buradaymış dediğiniz takdirde ileride yayımlayacağımız balık burcu hergün adlı astroloji köşemizi merakla takip edeceksiniz demektir.Balık burcunda doğanlar su ile alakalı olmakla beraber hava açısından soğuk fakat bahara doğru ılık bir atmosferden etkilenirler.Bu açıdan bakılırsa balık burcu insanı dayanıklı olup başlangıçlarda zorluklarla karşılaşır.Şimdi balık burcunda olanlar şu soruyu kendilerine sormalılar.Ben giriştiğim işlerin başında zorlanıyormuyum? Evet zorlanıp daha sonra işlerini yoluna koyabilen ve bir bakıma talihide bu konularda bazen ona sezdirmeden yardımcı olan bir burçtur balık burcu.İşlerini halletmeye çalışırken balık burcu kendine benzemeyen kişilerle dostluklar kurar ve bu işinde yardım alır fakat bu kişiler balığın ne çevresine ne de burcuna uygun kişiler değildir çoğu zaman.
Balık burcu pişmanlık duysa da bazen acınmasız olmayı bilir iş hayatında olduğu gibi normal gündelik hayatta ve aşk hayatında duygusal dünyasında da yeri geldiğinde sadece kendini düşünüp karşı tarafa konuşma fırsatı vermeyecek kadar bencil davranabilir.
Aslında balık burcu sevgiye düşkündür,onun suya ihtiyaç duyar gibi sevgiye de ihtiyacı vardır,bu yüzden balık kimi zaman sevgiyi aramak adına daldan dala dolaşır hep daha iyisini onu mutlu edecek hayalindeki ideal insanı arar sonunda belkide hayalindeki insan sandığı oltanın ucundakine koşar fakat ne yazık ki idealindekini bulamamıştır.İlk başlarda mutlu olduğunu sanır ya da öyle olması gerektiğini düşünerek kendini şartlandırır mutlu olmaya zorlar.
Balık birlikteliğinde veya evliliğinde aile hayatında da olsun hep ondan bir şeyler istenen bir burçtur.Balık insanı hep fedakarlıkta bulunur bütün işler onun üzerine yıkılır etrafındaki tembeller keyif sürerken balık ses çıkarmadan çalışmaya devam eder tabii balığın da kindar yönü vardır ve balıkta içinden planlar yapabilir kendine göre gizliden intikam alabilir.Balık bu yönden bir ders almaktadır. Yaşamak için savaşmak zorunda olduğunu öğrenecek uzun zaman sonra başka şeyler de öğrenmesi gerektiğini anlayacak sadece kendisini ihmal ettiği yönlerine üzülecek fakat bu yönlerindeki eksiklerini telafi edecektir.
Balığın hayatı çatışmalar ve dengesizliklerle doludur.Bazen fikirlerinden taviz verip çevreye uyar sonunda yaptığına çoğunlukla pişman olur. Çok kararlı gözüken balık bazen fikir değiştirip vazgeçilmez huylarını bile terk edebilir tabii böyle bir durumda balığın böylesine ani değişimine neyin daha doğrusu kimin sebep olduğu önemlidir böyle bir durumda büyük bir aşk sevilen yeni kişi daha doğrusu idealdeki mutluluk sanılan sonradan değilmiş denilecek olan ortaya çıkmış demektir. Yoksa balık kolay kolay taviz vermez. 
Balık bazen aksileşir başkalarının öğütlerine ve sözlerine önem vermez insanların fikirlerini küçümser yine de etrafında hayranları çokcadır.Aksilik ve sinirlilik gibi huylarıyla insanları küstürse de çabucak yaptığı hatayı telafi edip kısa sürede kırdığı kalpleri tamir etme yeteneğine balık burcu insanı gibi sahip olabilen başka bir burç yoktur doğrusu. 
Balık burcu yazımız devam edecektir... 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy