18 Nisan 2017 Salı

ALTIOK NEDİR?

Hiç yorum yok

ALTIOK NEDİR?
1927 yılında Atatürk’ün Nutku’nun okunduğu Cumhuriyet halk Fırkası İkinci Büyük Kongresinde tüzükte bir değişiklik yapılmış, partinin temel ilkeleri Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik ve Halkçılık olarak tanımlanmıştır. 1931 yılında yapılan Kongrede Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik ilkesi eklenmiştir. Daha sonra 1397 tarihinde ise belirlenen altı madde Anayasa maddesi haline getirilmiş ve bu ilkeler yalnızca partinin değil devletin de temel ilkeleri haline gelmiştir. Tüm bu ilkelerin hepsine birden kısaca Altıok adı verilmiştir.
Atatürk ilkeleri yani Altıok geri kalmışlıktan kurtulmak isteyen bir ulusun, kalkınıp güçlenmek için izleyeceği yolu gösteren ve bu yolda yapılması gerekenlerin nasıl yapılacağı konusunda açıklama yapan ilkeler bütünüdür.
Altıok toplumsal gelişmeyi hedef alan kendine güvenli ve devrimci bir yönetimin yapılabileceği bir girişimdir. Türk ulusunun buluşu ve evresel boyut taşıyan bir ilkeler bütünüdür.
Altıok içerdiği yüksek amaç nedeni ile gelişmeye ve yeniliğe açık olmak zorunda kalmıştır. Altıok’un kalıcı kılınabilmesi için uygulamalar kadar kurumsal çerçevenin de belirlenmesi gerekmiştir. Ülkenin koşullarına uygun, ancak çağıyla bütünleşen, gerçekçi ve çok yönlü bir niteliğe sahip olması gerekmiştir. Altıok tüm bu gereksinimlerin ürünü olarak ortaya çıkmıştır.
Altıok Türk Devrimi’nin yarattığı bir çağdaşlaşma programı ve ezilen ulusların tümüne örnek oluşturan bir kalkınma yöntemidir. Altıok’un temelinde ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık mevcuttur. Altıok unsurları birbirinden kopuk değil aksine birbirine tamamen bağlı, birbirlerini tamamlayan ve birlikte değerlendirildiğinde tam bir anlam ifade eden ilkeler bütününü temsil etmektedir.
1923 ve 1938 yılları arasında gerçekleştirilen devrimlerin ve yapılan faaliyetlerin tümünde Altıok'un ifadeleri bulunmaktadır. Birbirine tamamen bağlı olan ve birbirini destekleyen Altıok unsurları tek başlarına Türk devrimini temsil edemeyecek haldedirler. Türk Devriminin temsili ancak Altıok'un birlikte sağlanması ile mümkün olmuştur.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy