18 Nisan 2017 Salı

YAVUZ SULTAN SELİM DÖNEMİ KRONOLOJİSİ (1512-1520)

Hiç yorum yok



YAVUZ SULTAN SELİM DÖNEMİ KRONOLOJİSİ (1512-1520)
1512 yılında Yavuz Sultan Selim II. Bayezid'in tahttan çekilmesi üzerine Osmanlı Devleti'nin başına geçmiştir. II. Bayezid Dimetoka'ya giderken yolda vefat etmiştir. Şehzade Ahmet padişahlığını ilan etmiş ve taht kavgaları başlamıştır. Taht kavgalarının devam etmemesi için beş şehzadede idam edilmiştir. Sadrazam Koca Mustafa Paşa idam edilmiştir. Hersek oğlu Ahmet Paşa sadrazam olmuştur. Venedik Cumhuriyeti ve Toskan dükalığı ile barış ve ticaret antlaşması yenilenmiştir.
1513 yılında Padişahın en büyük kardeşi Şehzade Ahmet ve ailesi İran'a sığınmıştır, fakat İran'da idam edilmişlerdir. Macaristan ile Osmanlı Devleti arasındaki barış antlaşması yenilenmiştir. Padişahın kardeşi Şehzade Korkut idam edilmiştir.
1514 yılında İran üzerine sefere çıkılmıştır.
23 Ağustos 1514 tarihinde Çaldıran savaşı meydana gelmiş ve büyük bir zafer kazanılmıştır. Şah İsmail barış yapmak istemiştir, fakat bu teklif reddedilmiştir. Yavuz Sultan Selim İstanbul'a geri dönmüştür.
06 Eylül 1514 tarihinde ise Yavuz Sultan Selim İran'ın başkenti Tebriz'i ele geçirmiştir. Bıyıklı Mehmet Paşa Bayburt'u ele geçirmiştir. Hersek oğlu Ahmet Paşa sadrazamlık görevinden azledilerek yerine Dukain oğlu Ahmet Paşa Sadrazam tayin edilmiştir.
1515 yılının Şubat ayında Yeniçeriler ayaklanmıştır. Yeniçerileri bu ayaklanmaya teşvik eden Sadrazam Dukain oğlu Ahmet Paşa idam edilmiştir. Yavuz Sultan Selim Sadrazam olarak kimseyi tayin etmemiş ve bu makamın gerektirdiği işleri kendisi yerine getirmiştir. Dulkadiroğulları Beyliği Osmanlı Devleti'ne bağlanmıştır. Kemah ele geçirilmiştir.
1515 yılının Temmuz ayında Yavuz Sultan Selim İran seferinden dönmüştür. İran seferleri sırasında askerleri kışkırtan dönemin ileri gelenleri Vezir İskender Paşa, Kazasker Taci'nin oğlu Tuğrayi Cafer Çelebi ve Sekbanbaşı Balyemez Osman Ağa idam edilmiştir. Haliç'te büyük tersanenin yapımına başlanmıştır. Bıyıklı Mehmet Paşa Diyarbakır'ı ele geçirmiştir. Doğu Anadolu'daki beylikler Osmanlı Devleti'nin emri altına alınmıştır.
1516 yılında Yavuz Sultan Selim Mısır'a hareket etmiştir. Veziriazam Ahmet Paşa azledilerek yerine II. Hadım Sinan Paşa görevlendirilmiştir.
24 Ağustos 1516 tarihinde Mercidabık Savaşı'nda büyük bir zafer kazanılmıştır.
28 Ağustos 1516 tarihinde Halep ele geçirilmiştir.
27 Eylül 1516 tarihinde Şam ele geçirilmiştir.
31 Aralık 1516 tarihinde Kudüs ele geçirilmiştir.
22 Ocak 1517 tarihinde Ridaniye Savaşı'nda başarı kazanılmıştır. Sadrazam Sinan Paşa şehit düşmüş, yerine Yunus Paşa geçmiştir.
29 Ocak 1517 tarihinde Kahire kanlı sokak savaşları ile işgal edilmiştir.
15 Şubat 1517 tarihinde ise Yavuz Sultan Selim Kahire'ye girmiş ve hilafet Osmanlı Devleti'ne geçmiştir.
30 Mart 1517 tarihinde Sultan Tumanbay yakalanmıştır.
1517 yılının Temmuz ayında Hicaz Osmanlı Devleti'ne bağlanmıştır.
1517 yılının Eylül ayında ise Yavuz Sultan Selim İstanbul'a dönüşe geçmiştir. Sadrazam Yunus Paşa idam edilmiştir. Piri Mehmet Paşa sadrazam olmuştur.
1519 yılında Anadolu'da Bozoklu Celali isyan etmiştir. Yakalanan Celali idam edilmiştir. Cezayir Hükümdarı Barbaros Hayrettin Osmanlı Devleti himayesine girmeyi kabul etmiştir.
18 Temmuz 1520 tarihinde ise Yavuz Sultan Selim vefat etmiştir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy