26 Nisan 2017 Çarşamba

Likopenin Faydaları

Hiç yorum yok


Likopen, domatesin kırmızı rengini veren bir karotenoid pigmenttir. Likopenin sağlık açısın pek çok faydası gösterilmiştir. Likopen antioksidan özelliği ile vücuttaki toksinler temizlemeye yardımcı ve bağışıklık sistemini güçlendirici etkilere sahiptir. Likopenin özellikle prostat başta olmak üzere, böbrek üstü bezleri, akciğerler, gözler ve cilt için pek çok yararı gösterilmiştir. Mayo Klinik, likopen içeren gıdaların tüketiminin kanser, kalp damar hastalıkları, makula dejenerasyonunu azalttığını bildirmektedir.

Likopen İçeren Gıdalar

Meyve sebzeler likopenin ana kaynağıdır. Özellikle kırmızı renkli sebzeler ve meyveler likopen açısından zengindir.

Domates

Domates, likopenin en çok bilinen ve en zengin kaynağıdır. Domatesi pişirmek likopenin emilimini artırmaktadır. Aynı zamanda zeytinyağı da domatesteki likopenin emilimine yardımcıdır.

Karpuz

Karpuzun kırmızı renginin de sorumluğu likopendir. Karpuz, likopen dışında, potasyum, A ve C vitamini açısından da zengin bir meyvedir.

Greyfurt

Greyfurtta likopen ve C vitamini için önemli bir kaynaktır.

Kayısı

Kayısı, likopen, C vitamini, lif ve Beta Karoten kaynağıdır.

Kırmızı Biber

Kırmızı biberede rengini veren likopendir. Kırmızı biberdeki likopen miktarı domatese göre azdır.

Kuşkonmaz

Kuşkonmaz da taze veya dondurulmuş olarak likopen kaynağı olan sebzelerden birisidir.

Havuç

Havuç, likopen, beta karoten ve A vitamini için güzel bir kaynaktır. Çiğ havuç veya havuç suyunun likopen oranları daha yüksektir.

Baharatlar

Tarçın ve kırmızı toz biber likopen oranı yüksek olan baharatlardır.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy