17 Nisan 2017 Pazartesi

Cornelius Agrippa Olayı

Hiç yorum yok
Cornelius Agrippa

Cornelius Agrippa Olayı

Okültizm ile ilgilenenler için tanıdık bir isim H. Cornelius Agrippa. Hatta okültik konularda Türkçeye çevrilmiş az eser olmasına rağmen Agrippa'nın Occult Philosophy'si (Türkçeye 'gizli felsefe ya da büyü felsefesi' ismiyle çevrilmiş durumda) ünlüdür. Kitabı okudum ve gerçekten çok karışık, tamamen anlanabilmesi için üzerinde çalışılması gerekiyor.
1486-1535 yılları arasında yaşamış olan simyacı ve okültist Agrippa'nın yaygın bir biçimde kara majisyen olduğu sanılıyordu. Hakkında bir efsane vardır onu size anlatmak istiyorum.
Agrippa, birgün odasından çıkar ve bir öğrencisi onun odasına girer . Agrippa'nın kitaplığına bakmaya başlar. Kitapların arasında ilginç siyah kaplı bir kitap öğrencinin dikkatini çeker, alır ve kitabı okumaya başlar . Kitabın grimoire olduğundan habersiz olan öğrenci, okuduklarının etkisiyle "daemon summone" der. Yıllardır bu kitabın içinde hapsedildiğini söyleyen daemon , öğrencinin korkmasına neden olur. Öğrenci, gördükleri karşısında donakalır ve bu daemon tarafından öldürülür. Agrippa, odasına geldiğinde öğrencinin cesediyle karşılaşır ve şok olur. Cinayetle suçlanmaktan korkar, bu daemonu tekrar çağırıp öğrenciyi diriltmesi için ona yalvarır, buna karşılık daemon kendi özgürlüğünü ister. Agrippa, kabul eder. Daemon, öğrenciyi diriltir. Agrippa ve öğrenci dolaşmaya çıkarlar; fakat yolda öğrenci hayatını kaybeder. Agrippa ise bu olaydan sonra bir daha yaşadığı bölgeye geri dönmez.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy