26 Nisan 2017 Çarşamba

Avokado Çayı Faydaları

Hiç yorum yok



Avokadonun sağlık açısından ne kadar yararlı olduğuna dair pek çok şey duymuşsunuzdur (Bkn: Avokadonun Faydaları). Sağlığımız için bu kadar faydalı olan bu bitkinin yapraklarının da çok sayıda faydası olduğunu biliyor muydunuz? Avokadonun yapraklarında özellikle, cildi genç, sıkı ve güzel tutmaya yardımcı antioksidanlar bol miktarda bulunur.

Avokado Çayı Hazırlanışı

Sağlık açısında faydalarına geçmeden önce sağlık ve güzellik kaynağı olan avokado çayını nasıl hazırlayacağımızdan bahsedelim:
  1. Birkaç yemek kaşığı (Yaklaşık 15-20 gr) kurutulmuş avokado yaprağını, 3-4 bardak kaynar suda 20 dakika demlenir.
  2. Hazırladığınız çayı, sade veya bal karıştırarak içebilirsiniz.
  3. Ayrıca hazırlanan çayı pamuk ile cilt temizliğinde kullanabilirsiniz.

Avokado Çayının Faydaları

  1. Çay ile cilt temizliği yaparak, cilt lekelerinin ve kızarıklıklarının azaltılmasına yardımcı olur.
  2. Avokado çayı, böbreklerden toksin ve atıkların atılmasına yardımcı olarak ve böbrekleri toksinlerden temizleyerek, böbrek sağlığı için faydalıdır.
  3. Avokado çayı, kuru cilt, pamukçuk tedavisi, enflamatuar hastalıkların tedavisinde yardımcıdır. Avokado çayı, bakteriyel enfeksiyonlardan, stafilakok, pseudomonas, proteus, escherichea ve basilus bakterilerini öldürme yeteneğine de sahiptir.
  4. Avokado çayı, etkili bir ağrı kesicidir. Bel ağrısı, adet sancısı, gerilim tipi baş ağrısı, diş ağrısı için etkili bir ağrı kesici olabilir. Hatta bazı kişiler tarafından migren ağrısına bile iyi geldiği söylenmektedir.
  5. Böbrek taşı düşürmede de avokado çayının faydalı olduğuna dair öneriler mevcuttur.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy