26 Nisan 2017 Çarşamba

Tırnaklar İçin Gerekli Vitaminler

Hiç yorum yok



Zayıf, kırılgan tırnaklar pek çok insan için önemli bir sorundur. Zayıf, kırılgan tırnak sorunu özellikle insanları görsel olarak etkilemektedir. Zayıf, kırılgan tırnak kalıtsal nedenlerden olabildiği gibi beslenme bozuklukları ve vitamin eksikliklerine bağlı da gelişebilmektedir. Tırnak sağlığı için gerekli vitaminler A, B, C, E vitaminler ve çinko, kalsiyum gibi minerallerdir.
E vitamini; antioksidan etkisi güçlü bir vitamindir. Eksikliğinde tırnaklarda bozulmalar, kırılmalar görülebilir. Vitamin takviyeleri ile alınabileceği gibi kuruyemişler, sebzeler, kümes hayvanları ve tahıllardan doğal olarak da alınabilir. 
C vitamini: Çevresel faktörler, güneş, temizlik ürünleri gibi tırnaklarda elastin seviyelerinin düşmesine ve kolay kırılan zayıf tırnaklara neden olabilir. Vücutta oluşan serbest oksijen radikallerinin zararlı etkilerine karşı güçlü antioksidan etkileri olan C vitamini ile mücadele edebilir ve sağlıklı tırnaklara sahip olabilirsiniz.
Kalsiyum ve Proteinler: Tırnakların güçlü ve sağlıklı görünmesinde proteinler ve kalsiyumun önemli bir yeri vardır. Protein, tırnakların uzamasında etkili iken kalsiyum ise güçlü ve sağlıklı büyümesinde etkilidir.
B vitaminleri: B vitaminlerinin eksikliklerinde saçlar ve tırnaklarda zayıflama görülmektedir. Kolay kırılan tırnaklar B vitamini eksikliklerinde görülebilmektedir. 
Çinko: Çinko ve demir eksikliğinde zayıf, kırılgan tırnaklar ve tırnaklarda beyaz lekelenmeler görülebilir. Yumurta, balık, sebzeler çinko açısından zengin besinlerdir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy