17 Nisan 2017 Pazartesi

Büyünün belirtileri

Hiç yorum yok





Büyünün belirtileri

Kişiye büyü yapıldığı nasıl fark edilir? Büyülenmiş olan kimse hal ve hareketlerinden kendini belli eder,tabii bu hal ve hareketleri büyüye yormayıp psikolojik sorun zannedenler çıkacaktır. Bir bakıma büyülenmiş kişi psikolojik açıdan da zarara uğramıştır fakat bu sorun ilaç tedavisiyle geçecek bir sorun değildir.Tabii doktor tedavisi her zaman önerilir büyü büyü bozma yöntemleriyle yok edilip kişi eski normal haline dönsede psikolojik yansımaları kalmış olabilir. Büyü yapılan kişi çok sinirli olur önceki günlerde belkide son derece yumuşak başlı olan kişi birden sert,aksi en ufak şeylere aniden sinirlenen bir kişliliğe bürünür.Bağırmak çağırmak ve çığlık atmak büyülenmenin belitilerindendir. Bazen de tam aksine büyülenen kişi sessiz bir kişiliğe bürünür ,son derece hareketli ,cıvıl cıvıl ,neşe dolu ,hayata bağlı bir insanken içine kapanık ,konuşmayan, hayata küsmüş bir kişilik ortaya çıkar. Büyü yapılan kişinin ekonomik durumuda psikolojik sıkıntıları nedeniyle bozulur.Büyülenen kişi işe gitmek istemez içine kapanır.İşe gidecek kadar iyi durumda olsada iş yerinde sinirli ve hırçın davranışlarıyla iş yeri düzenini bozar işten çıkarılır.İş yeri büyülenin ise bu seferde yanında çalışanlar varsa bu günden güne daha çok hırçınlaşan öfkeli işverenin yanında durmaktansa işlerinden ayrılmayı tercih ederler. Büyülenenlerin önemli belirtilerinden biride sudan uzak durmaktır .Bu kişiler el yüz yıkamaktan ve banyo yapmaktan vazgeçerler sudan temizlikten hoşlanmamaya başlarlar.Evleri odaları darmadağınık ve pis olmaya başlar odalarında temizlik yapılmasını istemezler.Deniz mevsiminde denizden çıkmayan yüzmeyi çok seven bir kişi büyülense denize girmekten nefret etmeye başlar. Büyülenen kimselerdeki bu su fobisinin nedeni büyücülere büyü yaparken yardım eden kötü varlıklar ve kötü cinlerin temizlikten ve özellikle akar sudan hiç hoşlanmamalarındandır. Her gün yolu akar su üzerinden geçen kişilere çok büyük büyüler haricinde büyü tutmaz bu büyü ile ilgilenenlerin bildiği bir gerçektir.Çünki akar sular kişinin üzerindeki kötü enerjileri mıknatıs gibi çekerek götürmektedir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy