17 Nisan 2017 Pazartesi

Ayna falı

Hiç yorum yok



Ayna falı.

Fal çeşitlerinden ayna falına nasıl bakılır Ayna falı geçmişi çok eskilere dayanan bir fal türüdür.Bu fala bakmak için bilgi sahibi ve tecrübeli olmak gerekir. Bu fal türü Nostradamus gibi meşhur kahin ve falcıların tercihi olmuştur.Duru görü su falına bakanlar bu tecrübeleri sayesinde ayna falında da başarılı olabilmişlerdir.Ayna falına bakmak istiyorsanız ilk önce su falına bakabilmelisiniz.Evet ben su falına bakabiliyorum diyorsanız ayna falına bakma tekniklerini öğrenerek sizde ayna falına bakabilirsiniz. Ayna falına bakmak için konuyla ilgili teknik bilgileri öğrenmek yeterli değildir.
Ayna falına bakabilmenin birinci şartı kuvvetli bir irade ve cesarettir. İradesi zayıf olanlar ve cesur olmayanlar bu işe asla soyunmamalıdırlar.Aksi takdirde ayna falına bakayım derken psikolojik travmalarla karşılaşmak büyük bir olasılıktır. Ayna geçmişe ve geleceğe,açılan bir kapıdır.Ayna aynı zamanda boyutlar ve mekanlar arasında bir penceredir. Dolayısıyla başka boyutlarda başka varlıklar yaşamaktadır.Bu boyutlara bilinçsizce yapılacak ani misafirlikler,bilgisiz kişiyi davetsiz misafir durumuna düşürür.Hele ki bu davetsiz misafir hiç tanımadık biriyse ve aniden odanızın penceresini açarak içeriye dikkatli dikatli bakan bir yabancıysa karşı tarafın tepkisi nasıl olur.Aynen cinlerle karşılaşmaların ekserisinde ortaya çıkan çarpılma konusunda açıklanan durumların benzerleri bu konuda da ortaya çıkmaktadır. Ben su falına bakabiliyorum,iradem kuvvetli cesaretim yerinde bu işi yapabilir ayna falına bakabilirim diyorsanız vereceğimiz ayna falına bakma pratiklerine başlayabilirsiniz. İlk yapılacak iş kaliteli bir ayna edinmektr.
Ayna kristalden olursa çok daha verimli görüntüler alabilirsiniz. Ayna falına yeni başlayacaklar için ayna falına bakma saatleri gündüz vakitleridir.İlk başlayanlar öğlen saatlerinde ayna falı pratiklerini yapabilirler.Bir müdet ustalaşmaya başlandıktan sonra bu saatler geri çekilerek sabah 07,08 arasına daha sonraları ise geceye alınacaktır.Ayna pratiklerine başlarken ayın hilal hali gözlenir ve bu halden itibaren ayın on beşine kadar ayna falına bakılabilir ayın küçülmeye başlamasıyla beraber gündüz de olsa ayna falına bakma pratiklerine bakmak tafsiye edilmez.Tabi bu usta ayna falı bakıcıları için geçerli değildir,onlar her zaman ayna falına bakabilirler. Hemen hemen her fal bakma çeşidinde olduğu gibi fala bakanın rahat elbiseler giymesi sıkı bir bel ,dar bir gömlek gibi rahatsız edici etkilenmeleri ortadan kaldırmış olması gerekir.Ayna falında da seçilecek mekan rahatsız edilmeyeceğiniz havası temiz ısısı ayarlanmış gürültüden uzak olmalıdır. Yine oturulacak koltuk veya sandalye rahat olmalı fakat rehavet verecek uyku getirecek kadar da yumuşak olmamalıdır. Ayna falına bakılırken manyetik alanlardan uzak bulunmalı televizyon gibi cihazlar fişlerinden çekilmeli cep telefonu kapalı tutulmalıdır. Ayna yuvarlak veya oval olmalı asla köşeli ayna kullanılmamalıdır.
Ayna ortalama 15,25 cm.çapından küçük veya daha büyük olmamalıdır.Aynanın bakıcıya olan mesafesi 40 ,50 cm. kadar olmalıdır.Ayna bakıcının göz hizası yüksekliğinde örneğin bilgisayar monitörü seviyesinde olmalı ,bakıcı kendine en rahat bakış açısını sağlayacak şekli deneyerek bulmalı ve aynayı sabitlemelidir. 
Artık her şey tamamdır iş ayna falına bakmaya kalmıştır derin bir nefes alınır ve iki dakika kadar aynaya bakarak bir şey düşünmemeye çalışarak fakat kendinizi zorlamadan beklenir.Daha sonra br mantra parola sözcüğü veya zikir tekrarlanmaya başlanır.Fısıltı halinde muktedir demek en makbuludur.Bakışlarınızı önce ayna yüzeyinde gezdirerek daha sonra orta merkezin birazda yukarısına doğru sabitleyerek on dakika kadar muktedir adını tekrarlamaya devam edin bu pratikleri üşenmeden en az bir hafta yapmalısınız.Konuyla ilgili daha özel bilgiler sizlerden gelecek ilgi yoğunluğuna göre verilecektir.Başarılar dileriz. 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy