18 Nisan 2017 Salı

HİCRET (622) VE HİCRETİN SONUÇLARI

Hiç yorum yok



HİCRET (622) VE HİCRETİN SONUÇLARI
Putperest Arapların baskılarının artmasında dolayı Müslümanlar çareyi Mekke’den Medine’ye göç etmekte bulmuşlardır. İslam tarihinde meydana gelen Mekke’den Medine’ye göç etme olayına Hicret adı verilmiştir.
Hz. Muhammed (S.A.V.) hicretten sonra Medine’de yaşayan Yahudilerle bir Vatandaşlık Sözleşmesi yapmıştır. Bu sözleşme’nin hükümleri kısaca şu şekilde özetlenebilir.
1. Dıştan gelebilecek tehlike ve saldırılara karşı Müslüman halk ile Yahudi halkı birlikte mücadele edeceklerdir.
2. İnsanlar istedikleri gibi başkalarına zarar vermeden kendi dini inanışlarını yaşayacaklar ve ayinlerini serbestçe uygulayabileceklerdir.
3. Her vatandaş her türlü vatandaşlık hakkından eşit şekilde yararlanabileceklerdir.
HİCRETİN SONUÇLARI
Hicretin sonuçları kısaca şu şekilde özetlenebilir:
1. Medine bir şehir devleti haline gelmiştir. Müslümanlar siyasal bir güç teşkil etmeye başlamışlardır.
2. İslamiyet’in üzerindeki baskılar azaldığından İslamiyet’in yayılması hızlanmıştır.
3. Müslümanlar İslamiyet’in gerekliliklerini kolayca yerine getirebilme şansına kavuşmuşlardır.
4. Hicret Hz. Ömer’in halifelik döneminde Hicri Takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiştir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

News widget

ÜNIVERSITE REFORMU Atatürk, Türkiye’nin hayatının bütün alanlarında olduğu gibi öğretim alanında da yeni bir yol çizerek ülkemizin maddi ve manevi gelişmesine yön vermiştir. Bu yönü belirten en güzel sözü 1935’te Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde yazılı olan : «Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.» sözüdür.Türklerin ilk yüksek öğrenim kurumlan olan medreseler, genellikle islam dini esaslarına uygun bilgiler okutuluyorlardı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırdığı ilk medrese bugünkü İstanbul Üniversitesinin başlangıcı sayılabilir. XVI. yüzyılın sonuna kadar intizamlarını koruyan medreselerin, sonraları çeşitli sebeplerle yetersiz kişilerin müderrislik yapmaya başlamaları yüzünden bozuldukları, bir türlü düzeltilemedikleri bilinmektedir. Tanzimatm ilanından sonra, İstanbul’da medreselerin yerine bir Darülfünun kurulması uygun görülmüşse de ilk açılan Darülfünun iki yıl sonra kapatılmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Darülfünunu Osmani, İstanbul Darülfünunu adını alarak tüzel kişilik ve bilimsel özerklik kazanmıştı. Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen ve İlahiyat Fakültelerinden oluşuyordu.İstanbul Darülfünununun, Türk inkılaplarının hazırlanması ve yürütülmesinde yeteri kadar yardımcı olmaması ve hatta bunlardan bazılarına karşı çıkması ya da pasif direnişe geçmesi ve Darülfünunda ciddi bir İlmi çalışma olmaması, hocaların orijinal İlmi çalışmalar yapmamaları ve bilimsel eser verememeleri üzerine Atatürk, Darülfünunun ıslahı için İsviçre’den Profesör Albert Malch’ı getirtmiş ve onun hazırladığı rapor esas alınarak İstanbul Darülfünunu kaldırılmıştır. Darülfünunu kaldıran 31.5.1933 tarih ve 2252 sayılı kanun, İstanbul Üniversitesine bağlı bir üniversite kurulmasını öngörüyordu. Bu kanunla İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen Fakülteleri kurulmuştur.Atatürk’ün üniversite reformu genellikle Alman Üniversite modeline göre yapılmış olup Rektörü, Dekanları ve Fakülteleri ile denenmiş Alman modeline göre yapılmış Üniversite Reformu,' Atatürk’ün eğitim ve öğretim alanında yaptığı inkılapların en müstesna parçasını oluşturur. Başlangıçta, İstanbul Üniversitesinde ve Ankara’da kurulduğunu yukarıda belirttiğimiz Hukuk ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültelerinde kırk kadar Alman bilim adamının görev alması, Üniversite Reformunun başarılı sonuçlar vermesinde değerli bir etken olmuştur.Atatürk’ün hayatında Ankara’da. açılan son yüksek okul da Siyasal Bilgiler Okulu’dur. Bugün Fakülte olan bu okul, Mekteb-i Mülkiye’nin bu adla 1936 - 1937 ders yılında Ankara’ya taşınmasıyla öğrenim hayatını Ankara’da sürdürmeye başlamıştır.

Your News

Ads

Action Games

Avatar

War Heroes

Popular Posts

No Mercy